CİYAAAK!

CİYAAAK!

Oldum olası zarar vermeyecek, masum şakalar yapmayı sevdim. Kardeşimin lise, benim ise üniversitede olduğum dönemler. Yine bir muzurluk peşindeyim.

Annemin odasında sehpa üzerinde sapı kırılmış, iyice eskimiş bir saç fırçası buldum. Uzun zamandır kullanılmadığı belli. İşte “şaka” malzemesi hazır.

Fırçayı aldım, hemen odama koştum. Oda dediğim yer ise evimizin giriş bölümündeki birkaç metrekarelik boşluğa çekilen bir perde ile oluşturulmuş bir bölme. Olta takımlarım arasından biraz misina aldım, banyoya gittim. Aklımda bir düzenek kurmak var. Misinanın bir ucu eski fırçaya bağlanacak, diğer ucu ise sifon, kalorifer boruları ve dolap arkasından geçip iç tarafta kapı koluna sabitlenecek. Bu şekilde dışarıdan banyoya giren biri kapıyı açarken tam karşısında tavana doğru hareket eden bir “yaratık” ile karşılaşacak. Banyonun iç tarafından kapıyı açıp kapatarak sistemi test ettim. Sorunsuz çalışıyor.

Evde şakaya maruz kalabilecek 3 kişi var. Annem, babam ya da kardeşim. Odama çekilip beklemeye başladım. Nasıl olsa kısa bir süre içinde birileri ihtiyaç molası için banyoya gidecek.

15 dakika kadar sonra kardeşim odasından çıkıp banyoya yöneldi. Dışarıdan ışığı yaktı ve içeri girdi.

“Ciyaaaaaak!”